top of page
< Tüm Kanser Türleri

Mesane Kanseri

Mesane Tümörleri (İdrar Kesesi Tümörleri)

Vücudun pek çok organında görülebildiği gibi, mesanede de kanser gelişebilmektedir. “Mesane kanseri hücresi” olarak tanımlanan bu hücreler normal hücrelerden farklı olarak vücudun kontrol edemediği şekilde çoğalmaya başlayan ve zaman içinde vücudun diğer bölgelerine yayılım (metastaz) gösterebilen hücrelerdir.

Birçok tümör baskılayıcı genin inaktivasyonu mesane kanseri oluşumunda rol oynadığı bildirilmektedir. Ayrıca özellikle sigara kullanımı ve bazı kimyasal boyaların da mesane kanseri oluşumunu artıran sebepler olduğu bilinmektedir.

Bulgu ve Belirtiler

Mesane tümörünün en sık bulgusu idrarda ağrısız kanamadır. İdrarda ağrısız ve aralıklı kanama, hastaların yaklaşık olarak %85’inde görülmektedir. Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, zor idrar yapmagibi yakınmalar da mesane tümörünün ilk belirtileri olabilir. Kanama ile idrardan pıhtılar da gelebilmektedir. Bunların yanı sıra karın alt bölgesinde veya bel bölgesinde ağrı bu yakınmalara eşlik edebilir.

Tanı

Mesane kanserinden şüphelenilen durumlarda, ilgili kan ve idrar testleri ile beraber ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, ve MR gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanılır. Bu radyolojik incelemelerde kanser şüphesi doğarsa, bir sonraki aşamada yapılacak en önemli işlem ‘SİSTOSKOPİ’ adı verilen ve idrar kesesinin içinin bir endoskop yardımıyla incelendiği yöntemdir.

Sistoskopi

Sistoskopi ışıklı bir kamera ile idrar kesesinin/mesanenin içine bakılması işlemidir. Bu işlem lokal anestezi altında (hasta uyutulmadan) veya genel anestezi altında (narkoz vererek) yapılabilmektedir. Tümör şüphesi olan alanlar bu işlem sırasında gözle görülebilmekte, buradan daha sonra incelenmek üzere biyopsi (parça alma) işlemi yapılabilmekte, hatta küçük ve idrar kesesinin derin katmanlarına yayılmamış tümörlerin tedavisi de yapılabilmektedir.

Sadece mesane içine bakılıp, herhangi bir işlem yapılmazsa, sistoskopiden sonra sonda koymaya gerek yoktur. Lokal anestezi ile yapılmışsa, hasta hemen evine gidebilir. Genel anestezi altında yapılmışsa, hastanın uyandıktan sonra 1-2 saat dinlenmesi, araba kullanmadan eve gitmesi ve günü dinlenerek geçirmesi genellikle önerilir.

Mesane içerisindeki tümörün kapalı yöntemle kesilerek temizlenmesi işlemine Transüretral Tümör Rezeksiyonu veya kısaca TUR-T işlemi adını veriyoruz. İşlem büyük bir ameliyat olmamakla birlikte, titizlikle yapılması gereken, oldukça deneyim gerektiren bir işlemdir. Amaç mümkünse mesane içerisindeki tüm tümörün/tümörlerin kazınması, mesanenin her 3 katmanının da örneklenmesi ve bunları yaparken mesanenin delinmemesidir..

İşlem sonrası uygun hastalarda ilk 6-24 saat içerisinde mesaneye lokal olarak bir kerelik ilaç uygulaması yapılabilir. Burada Mitomycin-C veya Epirubicin adlı ilaçlar en sık tercih edilen ilaçlardır.

TUR-T ameliyatından sonra mesane içine mutlaka bir sonda konur. Bu genellikle standart sondadan farklı, serum ile mesanenin yıkanmasına olanak veren ‘3 yollu’ özel bir sondadır. Mesane içinde olabilecek kanamayı temizlemek, pıhtıların oluşmasını engellemek için yapılan bir uygulamadır. Sonda duruma göre 1-3 gün arasında bir zaman diliminde mesanede tutulur ve daha sonra çıkartılır. Sonda çıkartılması ağrısız bir işlemdir; mesane içerisinde sondanın şişirilmiş olan ve dışarı düşmesine engel olan balonu içindeki sıvı bir enjektör yardımıyla boşaltılır ve sonra nazikçe çekerek çıkartılır.

Patolojik İnceleme

Alının parçaların patolog tarafından mikroskop altında incelenmesiyle kişide kanser olup olmadığı anlaşılmaktadır. Mesane kanserinde tedavi planlaması tamamen patolojik inceleme raporuna dayanarak yapılandırılır. Üroonkoloji konusunda deneyimli bir üroloğun değerlendirme yapması bizce son derece önemlidir. Sıklıkla farklı bir merkezde alınan parçanın birlikte çalıştığımız üropatoloji ekibi tarafından da değerlendirilmesi (konsültasyon) isteğimizin arkasındaki neden budur.

Sistoskopi ve Biyopsi ile Kanser Tespit Edildiğinde Ne Yapılır?

Az önce de belirtildiği gibi, mesanedeki tümörler birbirinden çok farklı seyir gösteren geniş bir yelpazede karşımıza çıkarlar. Patolojik incelemenin sonucu ve detayları mesanedeki kanserin bu yelpazede nereye oturduğunu ortaya koyar ve tedavi planlamasında rehber olur. Aşağıda bu tümörlerin en sık görülen tiplerinin tıbbi sınıflamasından ve her biri için söz konusu olabilecek tedavi alternatiflerinden bahsedeceğiz.

Evreleme

Mesane duvarı 3 ana tabakadan oluşmaktadır. 1) Mukoza 2) Lamina propria 3) Muscularis propria (kas tabakası). Ta tümörler mukozaya sınırlıdır. T1 tümörler ise lamina propria’ya bulaşmış tümörlerdir. T2 evresinde yüzeyel kas tabakası, T3 evresinde de derin kas tabakası tutulmuştur. Karsinoma insitu ( Cis ) denen tümörler de mukozada yerleşik ancak zamanında uygun tedavi yapılmadığında hasta için tehlikeli olabilecek yüksek dereceli kanserlerdir…

Yukarıda tarif edilen klinik evre dışında tümörün davranışını belirleyen mikroskobik evreleme de vardır. Düşük dereceli tümörlerde daha iyi davranış beklenirken, yüksek dereceli tümörlerde daha agresiv bir seyir beklenir.

Tedavi

Mesane tümörü şüphesi olduğunda genel/lomber anestezi altında idrar yolundan girilerek tümör rezeke edilmelidir (Transüretral Rezeksiyon : TUR). Elektrokoter yardımıyla rezeke edilen tümör dokuları patolojik incelemeye gönderilmelidir. Bazı olgularda idrar kesesinin normal görülen bölgelerinden de biyopsi alınmalıdır.

Yüzeyel tümörlerde (Ta, T1) TUR kalıcı bir iyileşme sağlayabilir. Ancak birden fazla tümör varlığında veya tümör çapı 4 cm den büyük olduğunda nüks riski daha fazladır ve bu hastalarda mesane içerisi Mitomycin veya İmmun BCG gibi ilaç solüsyonuyla haftada bir kez 6-8 hafta süreyle yıkanmalıdır.

Tümör adele tabakalarına bulaşmış ise (T2, T3) özellikle genç ve genel durumu iyi olan hastalarda mesanenin tamamen çıkartılması (Radikal Sistektomi) ve ardından barsak mesane yapılması en ideal tedavi yöntemidir. Bu ameliyat sonrası ortotopik mesane (idrar yoluna bağlanan barsak mesane) uygun hastalarda hasta konforu açısından en iyi yöntemdir. Buna uygun olmayan hastalarda ileal loop (karında idrar torbası taşınan yöntem)yapılmalıdır. Bu ameliyatlar günümüzde laparoskopik hatta robotik olarak da yapılmaktadır.

Radikal sistektomi için uygun olmayan veya metastaz yani başka organlara yayılmış olan hastalarda sistemik kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanmalıdır.

Takip

Mesane tümörlü bir hastadadaima nüks riski mevcuttur. Bu nedenle hastalar hekimin önereceği aralıklarla periyodik olarak takip edilmelidir. Bu doğrurltuda düzenli idrar testleri ve kontrol sistoskopisi yapılmalıdır. Yüzeyel tümör tanısı konulan hastalarda, ilerideki yaşamları süresince az da olsa mesanenin tamamen alınması gereken bir durum ortaya çıkabilir. Düşük dereceli tümörlerde bu risk daha az, yüksek dereceli tümörlerde ise daha fazladır. Özellikle yüksek dereceli tümörlerde üst üriner sistem yani böbrek pelvisi ve üreter denilen idrarın biriktiği ve iletildiği kanallarda da benzer tümör çıkma olasılığı az da olsa mevcuttur. Bu nedenle böbrekler de 2 yılda bir incelenmelidir.


bottom of page